İçeriğe geç

93 Harbi neden denir ?

93 Harbi Neden Denir? Bir Hikâyenin Gölgesinde Kalan Yılın Hatırası

Kışın en soğuk günlerinden biriydi. Sobanın çıtırtısı odada yankılanırken Derya, dedesinin sandığından çıkan sararmış bir mektubu eline aldı. Mektubun üzerinde solmuş bir tarih yazıyordu: 1293. Derya, merakla başını kaldırdı ve babasına sordu: “Baba, 93 Harbi neden denir?” Babası derin bir nefes aldı, yüzündeki çizgiler o anda bir hikâyenin kapısını araladı. “Anlatayım kızım,” dedi, “ama bu sadece bir savaşın değil, bir milletin kalp sızısının hikâyesidir.”

Bir Tarihin İçinde İnsan Olmak

Derya’nın babası, stratejik düşünen bir insandı. Olaylara duygudan çok akılla yaklaşırdı. “93 Harbi,” dedi, “Rumi takvime göre 1293 yılında, yani Miladi takvime göre 1877-1878’de Osmanlı ile Rusya arasında yapılan büyük bir savaştır. Bu yüzden halk arasında ‘93 Harbi’ denir.”

Ama Derya bu açıklamayla yetinmedi. “Yani bu sadece bir tarih meselesi mi baba?” diye sordu. Babası gülümsedi. “Hayır kızım. Her tarih bir kalp atışıdır. O savaşta sadece toprak değil, umutlar da kaybedildi.”

Bir Kadının Kalbinden Geçenler

Derya, dedesinin mektubunu okumaya başladı. Satırlarda bir askerin sesi yankılanıyordu: “Kars’ın soğuğunda ellerim dondu, ama vatanım için içim yanıyor. Annem ağlama, ben dönemezsem, duaların yeter bana…”

O satırları okurken Derya’nın gözleri doldu. Kadın yüreğiyle hissettiği acı, tarihin soğuk sayfalarına sıcaklık kattı. O an anladı ki, 93 Harbi sadece bir savaş değil, sevdanın, fedakârlığın ve ayrılığın sembolüydü. Her bir asker, ardında bir annenin, bir sevgilinin, bir çocuğun duasını bırakmıştı.

Erkekler Savaşır, Kadınlar Bekler

Derya’nın büyük ninesi Zeynep, o dönem genç bir kadındı. Kocası cepheye gittiğinde, elleriyle ekmek yoğurur, ama gözleri hep ufukta olurdu. Her sabah kapıya bakar, her akşam dualarını gökyüzüne bırakırdı. Kocasının bir gün geri döneceğine inanırdı. Çünkü o, umudu kaybetmemeyi vatana hizmet sayardı.

Erkekler stratejiyle, kadınlar sabırla savaşırdı o yıllarda. 93 Harbi, cephede kılıçla verilen mücadelenin yanında, evde dualarla sürdürülen bir direnişti. Bir milletin kadınları, savaşın görünmeyen kahramanlarıydı. Onlar, kaybettiklerini gözyaşlarıyla değil, inançla taşımışlardı.

93 Harbi’nin Sessiz Çığlığı

Baba, Derya’ya dönüp devam etti: “93 Harbi, Osmanlı’nın yorgun omuzlarına ağır bir yük bindirdi. Kars, Ardahan, Batum gibi topraklar elden gitti. Binlerce insan göç etti, evler boş kaldı. Ama en acısı, insanların yüreklerinde kalan yaraydı.”

Derya, mektubun son satırında şu cümleyi okudu: “Eğer bir gün bu satırları biri okursa, bilsin ki biz bu topraklar için sevdiklerimizi bırakmayı öğrendik.” O an, gözlerinden süzülen yaş, geçmişle bugün arasında sessiz bir köprü kurdu.

Tarihten Gelen Ders

Derya babasına baktı: “Baba, o zaman 93 Harbi neden denir biliyor musun?” diye sordu. Babası gülümsedi. “Söyle bakalım kızım.” Derya gözyaşlarını silip cevap verdi: “Çünkü o sadece 1293’ün değil, bir milletin direnişinin adı. O yıl, tarih değil; insanın içindeki vatan sevgisinin yılıydı.”

Babası başını salladı. “Evet, kızım. 93 Harbi, kaybedilen bir savaş değil; kazandırdığı bilinçle, millet olmanın dersidir.”

Bir Milletin Kalbinde Saklı Yıl: 93

O gece Derya, mektubu özenle katlayıp sandığa geri koydu. Sobanın alevi, odada dans ederken bir şey fark etti: Her harbin arkasında bir hikâye vardır, ama 93 Harbi’nin ardında binlerce kalp atışı gizlidir.

“93 Harbi neden denir?” sorusu artık onun için sadece bir tarih sorusu değildi. O, bir halkın acısını, direnişini ve sevgisini anlatan bir cevaptı. Çünkü bazı yıllar rakamlarla değil, yaşanmışlıklarla anılır. 93 de onlardan biriydi.

Ve o yılın hikâyesi, her Türk’ün kalbinde sessizce yankılanmaya devam eder…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort
Sitemap
403 Forbidden

403

Forbidden

Access to this resource on the server is denied!