Kamulaştırma Ne İçin Yapılır? Bilimin Işığında Toplumun Ortak Yararını Anlamak Bazen bir kavramı anlamak için onu sadece hukuki metinlerde değil, hayatın içinden ve bilimin gözlüğünden de incelemek gerekir. “Kamulaştırma” da tam olarak böyle bir konudur. Soğuk bir yasal terim gibi görünse de, aslında toplumun geleceğini, şehirlerin gelişimini ve bireylerin yaşam kalitesini şekillendiren derin bir mekanizmadır. Bugün gelin, bu kavramı bilimsel bir merakla ele alalım ama dili herkesin anlayabileceği kadar sade tutalım. Kamulaştırmanın Temel Amacı: Kamu Yararı Kamulaştırma, en basit tanımıyla, devletin veya kamu tüzel kişiliğinin toplum yararına olacak projeler için özel mülkiyete ait taşınmaz malları bedelini ödeyerek alma işlemidir. Peki…
Yorum BırakYazar: admin
Kameraman Nerede Çalışır? Lensin Ulaştığı Her Yerde Samimi konuşalım: Elimize kamera aldığımız an, dünyayı başkalarının gözünden görmenin gücüne ortak oluruz. “Kameraman nerede çalışır?” diye sorunca akla önce film setleri, televizyon stüdyoları geliyor. Oysa gerçek, bundan çok daha geniş: bir dağın zirvesi, bir ameliyathanenin köşesi, bir konserin kalbi, bir fabrikanın üretim hattı, bir sınıfın arka sırası… Kısacası kameraman, hikâyenin başladığı her yerde çalışır. Hadi, kökenlerden bugüne ve yarına uzanan bu yolculuğu birlikte keşfedelim. Kökenler: Görüntüyü Taşıyan Ellerin Hikâyesi Kameramanlık (kamera operatörlüğü), sinemanın doğuşuyla birlikte şekillendi. İlk gösterimlerde kamerayı kurmak, filmi yüklemek, kadrajı ve hareketi yönetmek tek bir kişinin sorumluluğuydu. Zamanla ayrışan…
Yorum BırakGözde Et Yürümesi Nasıl Anlaşılır? Güç, Beden ve Toplum Arasında Siyaset Bilimsel Bir Okuma Bir Siyaset Bilimcinin Bakışı: Bedenin Sessiz Siyaseti Toplumsal düzenin, kurumların ve iktidar ilişkilerinin karmaşık yapısında beden çoğu zaman unutulmuş bir aktördür. Oysa beden, iktidarın hem nesnesi hem de taşıyıcısıdır. Bir siyaset bilimci için, bir yürüyüşün ritmi, bir duruşun kararlılığı, bir bakışın süresi bile birer politik göstergedir. Gözde et yürümesi — yalnızca fiziksel bir davranış değil, aynı zamanda iktidarın vücuda kazındığı bir jesttir. Bu yürümenin nasıl anlaşıldığı, toplumun güç, norm ve değer ilişkilerinin derin bir aynasıdır. İktidarın Görünmez Koreografisi Her toplum, belli yürüyüş biçimlerini onaylar; bazılarını ise…
Yorum BırakDolandırıcılar Kişisel Bilgilerimize Nasıl Ulaşıyor? Komik Ama Gerçek Bir Dijital Polisiye “Benim bilgilerim kimin ne işine yarar ki?” diyenlerdenseniz… işte tam da onların işine yarıyorsunuz! Dürüst olalım: Hepimiz bir şekilde dijital dünyada iz bırakıyoruz. İnternetteki “Ben robot değilim” kutusunu tiklerken, aslında kişisel bilgilerimizi teslim ettiğimizi fark etmiyoruz bile. Dolandırıcılar da bu durumu izliyor, not alıyor ve plan yapıyor. Sonuç: “Merhaba, ben bankanızdan arıyorum” diyerek başlayan ve genellikle “Geçmiş olsun”la biten telefon görüşmeleri… Ama merak etmeyin, bu yazıda konuyu karanlık bir tehdit gibi değil, eğlenceli ve düşündürücü bir polisiye gibi ele alacağız. Hazırsanız, klavyenizi tutun; kimliğiniz birazdan başrolde olacak! Bir Dolandırıcının…
Yorum BırakGöz Sulanması Neden Olabilir? Siyaset Bilimi Perspektifinden Güç, Duygu ve Toplum Bir siyaset bilimci, güç ilişkilerinin en görünmez hâllerini inceler. Çünkü her iktidar biçimi, yalnızca politik kurumlarda değil, insanların duygularında da iz bırakır. “Göz sulanması neden olur?” sorusu, biyolojik bir refleks gibi görünse de, toplumsal düzenin duygusal anatomisine dair bir metafor olarak da okunabilir. Bazen bir gözyaşı, yalnızca bir tepki değil; bir sistemin, bir ideolojinin ya da bir kimlik mücadelesinin dışavurumudur. İktidarın Duygusal Anatomisi: Güç ve Gözyaşı İktidar, yalnızca yasalarla değil, duygularla da yönetir. Göz sulanması burada bir direniş ya da teslimiyetin sembolü hâline gelir. Güç ilişkilerinin yoğun olduğu toplumlarda…
Yorum BırakGösteriş Yapan Kişiye Ne Denir? Edebiyatın Aynasında Bir Karakter Analizi Kelimenin büyüsü, insanın kendi benliğini kelimelere emanet edebilme gücünde saklıdır. Bir edebiyatçı için her kelime, bir dünyanın kapısını aralar; bir karakterin ruhunu, bir toplumun aynasını, bir çağın rengini taşır. “Gösteriş yapan kişi” ifadesi de yalnızca bir davranışı değil, bir insanlık hâlini, bir ruh durumunu, hatta bir trajediyi işaret eder. Edebiyat tarihinde, gösteriş tutkusu kadar derin, tutkulu ve yıkıcı az tema vardır. Çünkü bu tutku, insanın görülme, beğenilme ve ölümsüz olma arzusunun estetikleşmiş hâlidir. Gösterişin Edebî Kökeni: Narcissus’un Gölü Antik mitoloji bize gösterişin ilk aynasını sunar: Narcissus. Suyun yüzeyinde kendi yansımasına…
Yorum Bırak4 Heceli Sözcükler Nelerdir? Ezber Listeleri Çöpe, Mantık Masaya! Kusura bakmayın ama “4 heceli sözcükler nelerdir?” sorusunu yıllardır aynı sıkıcı listelerle geçiştirenlere biraz sitemim var. Dört heceyi örneklemek, WordPress’te SEO kovalamak için kelime yığmak kolay. Zor olan, bu listeciliğin neden eksik ve hatta yanıltıcı olduğunu anlatmak: Hece, ritimdir; ritim de sadece saymakla değil, anlamakla kurulur. O yüzden bu yazı bir liste değil; listeleri sorgulayan, tartışma açan ve sizi “hece mantığı”nı sahiplenmeye çağıran bir manifesto. İpucu: Türkçede hece sayısı ≈ ünlü sayısıdır. Ama “≈” eşittir demek değildir—fena halde ayrıntı gizler. — Ezberin Zayıf Noktası: Dört Hecenin Politikası Dört heceli sözcük listeleri…
Yorum BırakGurme Nedir? Lezzetin Tarihsel, Kültürel ve Akademik Yolculuğu Gurme kelimesi bugün birçok yerde karşımıza çıkar: restoran eleştirilerinde, televizyon programlarında, hatta sosyal medyada paylaşılan bir tabak yemeğin altına düşülen yorumlarda bile. Ancak bu kavram, yalnızca “iyi yemek yemeyi seven kişi” tanımının çok ötesinde, tarihsel bir birikimi ve kültürel bir derinliği temsil eder. Bu yazı, “Gurme nedir?” sorusuna yanıt ararken hem geçmişin izlerini hem de günümüzün düşünsel tartışmalarını ele alır. Tarihsel Arka Plan: Fransız Aristokrasisinden Modern Sofralara Gurme sözcüğü, kökenini Fransızca “gourmet” kelimesinden alır. 18. yüzyıl Fransa’sında şarap tadımcıları için kullanılan bu terim, zamanla iyi yemek ve içki konularında rafine bir zevke…
Yorum BırakGrev Kararı Kaç Gün İçinde Uygulanır? Edebiyatın Diliyle Bir Bekleyişin Anatomisi Kelimeler, bazen bir direnişin ilk adımıdır. Her eylem, her karar, önce bir kelimeyle başlar. Grev kararı da böyledir: bir kelimeyle ilan edilir, bir cümleyle duyurulur, sonra sessizlikte beklenir. Bu bekleyiş, yalnızca hukuki bir süre değil, aynı zamanda insanın iradesiyle zamana karşı yürüttüğü bir iç mücadeledir. Edebiyat, bu bekleyişin içindeki gerilimi, sabrı ve umudu anlatmanın belki de en incelikli aracıdır. Bir Karar, Bir Süre, Bir Hikâye 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 60. maddesine göre, grev kararı kararın işverene tebliğinden itibaren altmış gün içinde uygulanmak zorundadır. Aksi halde…
Yorum BırakKeyfini Kaçırmak Deyimi: Bir Hikâyenin İçinde Anlamı Keşfetmek Hayat bazen küçük mutlulukların üzerine serpiştirilmiş devasa planlarla gelir. Bazen kahkahalarla gülerken bir cümleyle sessizleşir insan. İşte bu yazı, tam da öyle bir anın içinden doğdu… Size bir hikâye anlatmak istiyorum. Çünkü bazen bir deyimin anlamı sözlükten değil, yaşanmışlıklardan geçerek kalbe dokunur. Bir Akşamüstü Sohbeti: Keyifli Başlayan Bir Hikâye Elif ve Murat, uzun süredir birlikte olan bir çiftti. Şehrin gürültüsünden uzaklaşmak, biraz nefes almak için küçük bir sahil kasabasına kaçmışlardı. Akşam güneşi denize batarken, ellerinde kahveleriyle sahil kenarındaki tahta bir bankta oturuyorlardı. Hava hafif serin, rüzgâr yumuşak ve sohbet sıcaktı. O an…
Yorum Bırak